EĞİTİM Mİ, CİBİLLİYET Mİ ?



İnsan daima kendini aşmak zorundadır, aksi takdirde güçsüz bir varlık olacak ve  bir ömür boyu alışkanlıklarının esiri olarak kalacaktır.  
Mustafa BAYINDIR 

Facebook sayfama düşen bir ileti ile başladı her şey. İletinin içeriğinde kısa ama anlamlı bir hikaye vardı. Hikayenin ilginçliği bir yana, bugünlerde siyasi arenada yaşanan olaylar ve o gün bizzat yaşadıklarım bana hikayeyi sorgulama ve bu satırları karalama fikrini verdi. 

Önce hikayeyi anlatarak başlamak istiyorum. 

Geçmiş bir zaman diliminde padişah vezirini çağırır ve ona bir soru sorar.

"Söyle bakalım vezirim eğitim mi önemli, cibilliyet mi ?" (Cibilliyet'in sözlük kelime anlamı soy, sop ama ben buna bakış açısı ve alışkanlık da diyeceğim) 

Vezir cevap verir. "Cibilliyet hünkarım."

Padişah bunun üzerine bir ferman yayınlar ve ülkedeki en iyi hayvan terbiyecisinin bulunmasını ister. Hayvan terbiyecisi bulunur ve huzura getirilir. Padişah hayvan terbiyecisine kedisini işaret ederek,"Bu miskin kediyi elinde bir tepsi ile bana servis yapabilmesi için ne kadar sürede eğitirsin ?" Hayvan terbiyecisi " 6 ay yeter hünkarım" diye cevap verir. 

6 ay sonra padişah hayvan terbiyecisinden eğitimin tamamlandığı bilgisini alır. Deneme için bütün devlet erkanı ve vezir huzura çıkarlar. Herkes merak içindedir. Önce hayvan terbiyecisi, arkasından padişahın miskin kedisi kapıdan görünür. Manzara inanılmazdır. Kedi iki ayağının üzerinde tepsiyi tutarak ikram için padişaha doğru yaklaşırken salondakiler hayretle durumu izlemektedirler. Miskin kedi padişaha tepsi ile yaklaştığı anda padişah vezirine tekrar sorar. 

"Söyle bakalım vezirim eğitim mi önemli cibilliyet mi ?"

Vezir cevap vermeden önce, cebinden çıkardığı fareyi ortalığa salar. Fareyi gören kedi ise tepsiyi fırlattığı gibi farenin peşinden koşmaya başlar ve vezir cevap verir. 

"Cibilliyet Hünkarım."

Ben hikayenin beyin kıvrımlarım arasında oluşturduğu soru işaretlerine cevap ararken bir ileti daha aldım. Bir süredir yakın çalıştığım ve birebir eğitim verdiğim bir kişinin kendi facebook sayfasında yaptığı paylaşımlardı bunlar ve gördüm ki hikayeyi doğrular cinstendi olanlar. Onca eğitimin yanında cibilliyet gerçekten çok önemliydi. Görünen oydu ki, eğitimlerin getirdiği değişim hissedilse de, eski alışkanlıklar kırmak ve bunları yapılandırmak oldukça zaman alacaktı.

Başıma gelen bu deneyimi bir süre objektif bir bakış açısı ile değerlendirmeye çalıştım. Sorguladım. Tekrar tekrar olayları gözden geçirip düşündüm. Bir süre sonra farkettim ki hem hikaye hem de yaşadığım bu deneyimler kişisel farkındalığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyordu. 

Sonuç ;

Uzun süre devam eden ve sizin için bir yaşam biçimi haline gelen alışkanlıkları değiştirmek gerçekten çok zor. Bunu görebiliyorum. İşte tam da bu sebeple cibilliyet önemli. İşte tam da bu sebeple, yetişme çağında kopyalayarak öğrenen çocukların, sonraki yaşlarda davranışlarını şekillendirecek olan ebeveynlerinin, aile içinde ve aile dışındaki davranışları çok ama çok önemli. Aynı zamanda çocukları ile aralarındaki iletişimleri de gerçekten çok önemli. İşte budur cibilliyet dediğimiz tabirin içinin dolmasını sağlayan. 

Bu yazımda çocuklarla iletişim süreçleri üzerinde durmak yerine, buna benzer durumlarla karşılaşabilecek dostlarıma üç farklı öneride bulunmak istedim. 


  1. Öncelik İnsan Kaynaklarındaki dostlarıma;
    Karşınıza çıkan adaylar son derece iyi eğitim almış olabilirler. Özgeçmişleri oldukça fiyakalı eğitim ve sertifika isimleri ile süslenmiş de olabilir. Bunlar tabii ki önemli fakat şu cibilliyet meselesini de mutlaka değerlendirin derim. Nasıl mı ? Bunun için oldukça gelişmiş ölçüm teknikleri mevcut. Bu ölçümler sizi doğru seçimi yapma konusunda aydınlıklar içinde bırakmasa da yolunuzu oldukça aydınlatacaktır. En nihayetinde baktığınızda bu cibilliyet meselesinin önemi yüksek ne dersiniz ?
  2. İkinci olarak seslenmek istediğim irili ufaklı bir çok takımı yönetmek durumunda kalan liderler olacak.
    Siz de takdir edersiniz ki bir takımın en önemli başarı kriterlerinden biri takım üyelerinin arasındaki uyum. Yani makinenin verimli çalışabilmesi için, dişlilerin birbiri ile uyum içerisinde hareket ediyor olması durumu. Bu noktada yine cibilliyet konusu gündeme geliyor. Takım üyelerinizi siz seçiyorsanız seçerken dikkat edilmesi gereken konuyu yukarıda açıkladım. Peki takım üyelerinizi seçmek sizin kontrolünüzde değilse ne yapacaksınız ? İşte o zaman öncelikle takım üyelerini acilen tanımaya, geçmiş performanslarını sadece yazılı metinlerle değil belki biraz da söylenenlere kulak vererek değerlendirmeye ihtiyacınız var. Kimin hangi niteliklere sahip olduğu ve sizin bu kaynağı en verimli şekilde nasıl kullanabileceğiniz oldukça önem arz ediyor. Bu konuda çeşitli takım çalışması eğitimleri de size yardımcı olacaktır. Takım çalışması eğitimleri ile, ortak dili olan,  ortak hedefler doğrultusunda birbiri için mücadele eden, uyumlu ve cibilliyeti belli bir ekip kurmanın yanında, takımın üyelerinin yetenek ve niteliklerini de net olarak tanımlayabilirsiniz.
  3. Üçüncü ve son olarak tüm dostlarıma seslenmek istiyorum.
    Bu cibilliyet meselesi doğrultusunda, yetiştiğiniz çevre veya koşullar nedeniyle oluşmuş, ve hayatınızda zaman zaman sizi sıkıntıya sokmuş alışkanlıklarınızı değiştirmek, ancak ve ancak sizin elinizde. Ne zaman ki bunu farkeder, olumlu davranış değişimi yaratacak eylem adımlarını belirler ve tutkuyla bağlı olduğunuz bu felsefeyi engellerden yılmadan uygulamaya devam edersiniz, işte o zaman istediğiniz yöne keyifle akabilirsiniz. 

Yukarıda sayılan 3 temel çıkarımın sayısı artırılabilir. Mutlaka sizlerin de nöronları arasında gezinen fikirler olacaktır. Lütfen benimle paylaşın ve unutmayın cibilliyet önemli.

İnsanın sahip olduğu bilgiyi nasıl edindiği önemli değildir. Önemli olan, edindiği bu bilgiyle hayatındaki olumlu değişimi yaratıp yaratamadığıdır.  

Yorumlar