Bizim için en büyük zafer, rakiplerimize başarılı olacağımızı hissettirmektir.
Mahatma Gandhi
Kısa bir süre önce, çok sevdiğim eski bir dostumun daveti üzerine, üniversite öğrencilerinden oluşan bir gruba liderlik konulu bir paylaşımda bulunmak üzere Adana’daydım. Liderlik konusunda önemli bilgiler paylaşmayı planladığım sunumuma bir gece önce otel odasında hızlıca göz gezdirip bir iki ekleme yaparak hazırlıklarımı tamamladım. Ertesi sabah kahvaltı yapmak üzere odamdan ayrılırken kapıya asılı günlük ulusal gazeteyi koltuğumun arasına sıkıştırıp kahvaltı salonunun yolunu tuttum. Erken bir saat olduğu için fazla kalabalık olmayan salonda seçtiğim bir masaya yönelip elimdekileri bıraktıktan sonra tabağımı hazırlayıp masaya geri döndüm. Bir yandan kahvaltının keyfini çıkarmaya çalışırken diğer yandan gazetenin sayfaları arasında geziniyordum. Spor sayfasına geldiğimde, ülkemizin milli takımlar teknik direktörünün FIFA’nın haftalık hazırladığı dergiye verdiği demeçten alıntıları içeren bir başlık ve haber gözüme ilişti.
“EURO2016 İÇİN FRANSA’YA GİDEMEMEK
DÜNYANIN SONU DEĞİL.”
Başlığı görür görmez yarım saat
içinde vereceğim seminerin sunumu bir film şeridi halinde gözlerimin önüne
geldi. Öyle ki o maddelik liderlik ipuçlarını ve açıklamalarını içeren sunumun ne
kadar önemli olduğunun bir kez daha bilincine varmama sebep oldu bu başlık ve
haberin içeriği. O anda her ne kadar
bütün semineri sizinle paylaşamasam da bu haberin hatırlattığı önemli
başlıkları kaleme almaya karar verdikten sonra aşağıdaki satırlar döküldü
kalemimden.
Bir lider için başarı “DEĞİŞİMİ
YARATMAKLA” başlar.
Lider olma yolunda atılan ilk
adım tutkuyla bağlı olduğunuz hedefe yönelik değişimi başlatacak bir MEYDAN
OKUMA’dır.
Yanlış gittiğine inandıkları şeyi
değiştirmeye yönelik bir meydan okuma ile başlar her şey. Fatih Sultan
Mehmet’ten Atatürk’e, Mandela’dan Hitler’e kadar tüm liderler meydan okuyarak
değişimi yaratmak üzere yola çıkarlar. Onlar lider oldukları için bunu
yapmazlar, bunu başlattıkları için lider olurlar.
Değişim direnç yaratır. Değişmek istemeyen ve bu değişimi kabul etmekte zorlanan kitleler değişmemek
için daha değişimin neden gerektiğini sorgulamadan direnmeye başlarlar çünkü
onlar için değişmek, içinde bulundukları, kendilerini rahat ve güvende
hissettikleri pozisyonu bozmak ve konfor alanlarını genişletmek demektir. Direnç aşaması değişimde kaçınılmazdır ve bu noktada lideri lider yapan davranış KARARLILIK’tır. Tutku ile bağlı olduğu amaca ulaşmak için her şeye rağmen
mücadele etmek...
Gandi, Atatürk, Martin Luther
King, İskender, Cengiz Han ve adlarını sayamadığım daha bir çok lider, uğrunda
mücadele ettikleri amaca yönelik muhtemel başarısızlıklarını dünyanın sonu
değil diye geçiştirselerdi ve bu mesajı dünyaya yayacak şekilde, bir dergiye bu
şekilde demeç verselerdi, bugün onları
başarılı lider olarak tanıyor olur muyduk? Onları sıradan olmaktan alıkoyan,
zoru başarmalarını sağlayan ve değiştirmeye çalıştıkları süreçte
karşılaştıkları her türlü engelden yılmadan kararlılıkla yolda kalmalarını sağlayan
meydan okuma bilinci olmasaydı, elde ettikleri mükemmel sonuca ulaşmaları mümkün
olur muydu?
Cevabınızı duyar gibiyim. Tabii
ki olmazdı. Olamazdı. Birlikte çalıştığınız, ortak hedefler doğrultusunda mücadele
ettiğiniz takımın lideri olarak, daha
süreç başlamadan yenilgiyi ve kaybı doğal sayarak kabullenmeye başlarsanız, takımı
motive etme gücünüzü ve inanılırlığınızı tamamen yitirirsiniz. Başarı ve zafer
için, elinizdeki kaynakları verimli kullanmak, onlarla birlikte en iyi sonucu
elde edebilmek için gerekli motivasyonu sağlamak yerine, yenilgiyi doğal
saydığınızı gösterecek ve yenilgiye kılıf hazırlayacak bu durum, karşılaşılacak
potansiyel dirençle girilecek mücadelede sizi ve takımınızı daha başlangıçta
zayıf kılar.
Liderlik her zaman kolay
değildir. Pek çok bakımdan, yönetmek liderlik yapmaktan daha kolaydır, çünkü
yöneticilik büyük oranda görevler ve prosedürlerle ilgilidir. Liderlik, kim
olduğunuz ve bunu nasıl ifade ettiğiniz kadar ne yaptığınızla da ilgilidir. Ama
hakkı verilerek yapılan mükemmel liderlik, inanılmaz derecede etkileyicidir ve
yönetimin insanlardan asla doğrudan elde edemeyeceği sonuçlar ortaya çıkarır.
Sonuç;
Liderlik değişimi yaratmakla
başlar. Herkes kendi yaşamanın ve mesleği ne olursa olsun kendi yaptığı işin
lideridir. Bu aşamada değişimi başlatmak adına liderin geldiği konumda kendine
soracağı sorulardan ilk üçü;
- Bulunduğum duruma/göreve/sorumluluğa ya da işime ne katacağım?
- Ben lider olduktan sonra başarı için neyi ya da neleri değiştirerek olumlu bir sonuç yaratacağım?
- Karşılaştığınız engellerden yılmadan inandığınız değişimi yaratmak adına koyduğunuz hedefe ulaşmanız için ne yapıyor olsanız kendinizi ve takımınızı kararlılıkla yolda tutardınız?
“ Başarısız insanların
yollarındaki taşlar, başarılı olanlar için sadece birer basamaktır. “
Yorumlar
Yorum Gönder